...

Güzel Sanatlar Fakültesi

FAKÜLTEMİZ MEZUNİYET TÖRENİ YAPILDI
21/09/2021

2019-2020 VE 2020-2021 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI MEZUNLARIMIZ 17 EYLÜL 2021 CUMA GÜNÜ SAAT 14:00'TE NEVÜ KÜLTÜR VE KONGRE MERKEZİNDE GERÇEKLEŞEN GSF MEZUNİYET TÖRENİ İLE UĞURLANDILAR. TÖRENE, REKTÖR YARDIMCIMIZ PROF. DR. MUSTAFA HİLMİ ÇOLAKOĞLU, DEKANIMIZ PROF. DR. CESUR PEHLEVAN, AKADEMİSYENLER, İDARİ PERSONEL, ÖĞRENCİLER, VELİLER VE KONUKLAR KATILDILAR.

Sayın Rektörüm, Sayın Rektör Yardımcım, Akademik ve İdari Personelimiz, Değerli Öğrencilerimiz ve onların vefakâr velileri, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi birleştirilmiş Mezuniyet Törenine hoş geldiniz!

Bilindiği üzere, 2020 yılında küresel ölçekte yaşanan Covid-19 salgını, yaşam biçimimizi, davranışlarımızı, özetle tüm hayatımızı değiştirmeyi başardı. Sosyal, ekonomik ve psikolojik bağlamlarda sıkıntılı bir süreci geride bırakma umudu ile yeni bir hayatın içinde bulduk kendimizi.

İnsanlık tarihi içinde bilinen en hızlı değişimin yaşandığı Sanayi Devrimi sürecindeki toplumsal değişimden bile hızlı bir şekilde, oldukça kısa bir sürede bütün yaşamı yeni koşullara adapte ederek yaşamımıza devam etmekteyiz.

 Bunun da ötesinde, salgının olumsuz etkilerinden korunarak, var olma çabası içerisindeyiz. Bu süreç ekonomik ve sosyal etkilerinin yansıra, her iş gurubunda belli düzeylerde psikolojik etkiler yarattı. Bizim gibi sevdası eğitim olan insanlar ise psikolojik bağlamdaki olumsuz etkiyi en yüksek düzeyde yaşamaktayız. Çünkü bizler siz değerli öğrencilerimizin gençlik enerjileri ile var olan, sizlerin gülüşleri ve başarıları ile sevinç, kederleri ile hüzün hisseden bireyleriz.

 Geçen iki yıl içinde sizleri görememek, hatta mezuniyet sevincinizi gerçek anlamda yaşayamamak, ben ve fakültemizin diğer öğretim elemanlarını derinden üzmektedir. Ne mutlu ki karşı karşıya kaldığımız bu olumsuz koşullar değişmeye başladı ve sizlerle aynı reel mekânları paylaşarak mezuniyet gerçekleştirme olanağına sahip olduk.

 Sizler, eğitim hayatınızın bu önemli döneminde belki de arkadaşlarınızla ve bizlerle vedalaşamadan fakülteden ayrılmak zorunda kaldınız. Şu an gerçekleştirdiğimiz mezuniyet ise bir veda değildir. Bir aile olarak geçirdiğimiz dört yılın sonunda birbirimize sadece “yeniden görüşeceğiz” demek uygun düşecektir.

 Bu sebeple kendim ve Fakülte personelim adına sizlere veda etmiyorum. Sizler hem ailelerinizin hem de bizlerin gurur kaynağısınız ve artık bizlerin “meslektaşları”sınız. Aynı camianın parçası olarak, mutlak suretle tekrar tekrar görüşeceğiz.

 Bu sebeple bir “veda konuşması” yapma niyetinde değilim.

 Ancak artık beni bir büyüğünüz kabul ederseniz, belki bir ağabeyiniz olarak size izniniz olursa geleceğiniz ve mesleğiniz adına birkaç şey söylemek isterim.

 Eminim ki almış olduğunuz sanat eğitiminin ne kadar önemli olduğunun farkındasınız. İnsanlığın, ilk var olduğu andan itibaren diğer canlılardan farklı olarak kültür ürettiğini ve birlikte yaşadığını biliyoruz. Kültürün en önemli sacayaklarından birisi olan sanat ise; hisseden, gören, anlayan ve bu doğrultuda diğerlerine de hissettirmek, göstermek ve anlatmak isteyenlerin işi olmuştur. Bunu biraz daha açıklayacak olursak; kültürel olarak görülmeyeni, duyulmayanı, anlaşılmayanı, hissedilmeyeni, iyi veya kötü, güzel veya çirkin olanı, ilk kez sanatçılar fark eder. Bu farkındalıklar onları o kadar derinden etkiler ki birlikte yaşadıkları diğer insanlara da bu etkiyi aktarmak, tarihsel süreç içinde defalarca kez tekrarlanmıştır.

 Evrendeki her mesele, insan olmanın en büyük özelliği olan duyguya, sanatçılar tarafından dönüştürülür. Duygu deyip geçmeyin; duygu aklın ve zekânın belirtisidir. Duygularımız olmadan bizler birer nesne, birer eşya olmanın ötesine geçemeyiz. Çağımızın sürekli değişen koşullarında, duygusuz bir hayata kapılmak ve hissizleşmek için her yönden kuşatıldığımızı söylemek istiyorum. Bu sebeple sizlere, toplumdaki diğer değerli meslek dallarını icra eden tüm fertlerden daha fazla görev düşmektedir. Bu görev insanın varoluşu ile ilgilidir.

 Doğası gereği, insan için sanat, aslında varoluşun önemli bir parçasıdır.  Başkalarının hikâyeleri bizleri her zaman büyülemiştir. Sanat bizlere kendi yaşamlarımız dışında deneyimler sunar. Sanatçının böyle bir amacı hatta hiçbir amacı olmasa bile… Siz sanatçı adayları müzik, resim, seramik, heykel, grafik, sinema ve edebiyatla toplumdaki diğer insanları büyüleme gücüne sahipsiniz. Elbette klasik anlamıyla bir büyüden veya sihirden söz etmiyorum. Ancak insanları düşündürme, ikna etme ve inandırma gücü sanatın en önemli özelliklerinden birisidir.

 Her eser, onunla karşılaşan kişiye bir kuvvet uygular. Bu gücü hissedin çünkü ürettiğiniz her sanatsal yapıt, onunla karşılaşanı kendi evrenine alacak ve ona bir deneyim yaşatarak kuvvet uygulayacaktır. Ancak bu gücü kullanırken son derece dikkatli olun. İnsanlara hissettireceğiniz hikâyeler onları büyüleyecektir ve bu da size oldukça büyük bir sorumluluk yüklemektedir.

 Bu nedenle sizlerden ricam dört senelik eğitimizin sonunda asla entelektüel birikimden uzaklaşmayınız. Hakkı, hukuku, haklıyı ve haksızı, doğruyu ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü, güzeli ve çirkini öncelikle sizler zihinlerinizde net bir şekilde belirlemelisiniz. Aksi takdirde insanları yanıltabilirsiniz. Bu sebeple entelektüel birikim;  işinizi doğru yapabilmeniz ve etik bir yaşam sürebilmeniz adına hayatınızın bir parçası olmalıdır.

Her daim insan varoluşu adına olumlu şeyler yapacağınızı umut ediyor; Üniversitemiz, Fakültemiz ve kendi adıma, sizleri sevgiyle kucaklıyorum.    

 

Mezuniyetiniz kutlu olsun!

 

Prof. Dr. Cesur PEHLEVAN

17 Eylül 2021